Post By RelatedRelated Post
Bibliyoterapi diye bir şey daha önce duydunuz mu? Şaşırtıcı bir şekilde çok az insanın bildiği bu tedavi aracı, anksiyete ve depresyon üzerinde inanılmaz derecede etkili. Basit bir ifadeyle bibliyoterapi için ”sağlık için okumak” diyebiliriz.
Egzersiz, beden sağlığımız için neyse okumak da zihin sağlığımız için aynı şeydir. Düzenli bir okuma alışkanlığı, sağlık ve sıhhati sürdürmenin keyifli yollarından biridir. İyi bir kitap sürükleyici, ilham verici ve tatmin edicidir. Buna ek olarak bütün konular kitaplarda ele alınmış olduğundan, bibliyoterapi de bilgilendirici ve eğitici olabilir. Ayrıca yaşadığınız problemler karşısında yalnız olmadığınızı fark etmenize ve bu problemlerle başa çıkmak için ihtiyaç duyduğunuz güce kavuşmanızda size yardımcı olur.
Birçok insan, yalnızlık duygusu hissetmeye eğilimlidir. Oysa yalnızlık anları iyi bir kitabı okuyor olmanın mutluluğu ve huzuru ile güzel bir şekilde doldurulabilir. Okuma sayesinde ortak deneyimleri paylaşabilir, kendinizi daha iyi tanıyabilir ve kişisel olarak gelişebilirsiniz. Ayrıca kitaplar, sosyal bağlantı da sağlayabilir. Okuduğunuz kitaplarda anlatılanları diğer insanlarla tartışabilir ve onlara yeni kitaplar önerebilirsiniz.
Bibliyoterapi aslında yeni bir kavram değil. Etkinliğinin fark edilmesi Antik Mısır’a kadar dayanmaktadır. Hatta Antik Yunan’da, okumanın, mantıklı düşünceleri geliştirdiğinden, zihinsel sağlığı korumak için şart olduğu düşünülmekteydi. İsviçre doğumlu, İngiltere’de yaşayan yazar ve felsefeci Alain de Botton, kişisel gelişim kitaplarının, günlük hayatta yaşanan gerginlik ve stresin üstesinden gelmeye yardımcı olduğunu öne sürmüştür.
Şüpheyle yaklaşan kişiler bibliyoterapinin güvenilmez olduğunu düşünebilir ancak ortaya çıkan sonuçlar, incelenen durumların çoğunda olumlu etki gösterdiğini doğrulamıştır.
Bibliyoterapi, evrensel ve her derde deva bir yöntem değildir ancak unutulmamalıdır ki bir kitap, insan için ömürlük bir arkadaş gibidir ve bizi, hayatımızın acı bir ‘bölüm’ünden kurtarabilir.
Leave a Comment