Bozcaada’da Huzurun Cenneti: Aral Tatil Çiftliği

Eylül ayında Bozcaada’ya gittim. Kuzey Ege’de bulunan bu keyifli ada, huzur ve doğayı kucaklamak isteyen İstanbulluların gözdesi. Hâlâ (en azından bir nebze) kitle turizminden korunuyor. Adanın en güzel aktivitesi balıkçılık ve tepeleri kaplayan şahane eski üzüm bağları… ziyaretçileri geleneksel deneyimler, aktiviteler bekliyor.

Uzun zamandır doğayla iç içe otel konforunda konaklamanın hayalini kuruyordum. Aral Çiftliği bu konuda kurduğum tüm hayalleri karşılıyordu.

Burada şehrin ritminden kopup üzüm bağları ve zeytin ağaçlarıyla çevrili bahçelerde özgürce dolaşan çiftlik hayvanlarıyla temas halinde, sade yaşamla yeniden bağ kurmayı başardım. Çiftlik arazinin ortasında ama uzaktaki arka planda Ege Denizi’nin yarı saydam mavi ve altın sarısı kumsallarını tahmin edebiliyorsunuz. Bu atmosfere çiçekli küçük evlerin güzel taş cephelerini, bahçelere dağılmış birçok dinlenme alanını, çiftlikten gelen ürünlerle hazırlanan ve açık havada bir çardak altında sunulan muhteşem kahvaltıları ekleyin; çiftliğin cazibesine yenik düşmem için başka ne isteyebilirdim ki?

Ancak adayı keşfetmek için sakin vahamın dışına çıktım. Yürüyerek ya da bisikletle bağların arasında patikaların, yürüyüş alanlarının tadını çıkarabilirsiniz. Diğer bir ulaşım aracı olan scooterler da burada çok moda. Ada oldukça büyük, bu yüzden keşfedebilmek için bir arabaya ihtiyaç var. Her virajda gözlerimin önünde açılan manzaralar muhteşem olduğu kadar eşsizdi. Mutlaka görmelisiniz.

Deniz yaşamını gözlemlemek ve berrak ama oldukça serin suyuyla güzel kumsalda bronzlaşmak için Akvaryum koyunu kaçırmayın. Koyda vakit geçirmek haricinde kale turu yaptım ve şehrin sokaklarında küçük butikler ve uzak geçmişin izleri arasında dolaştım. Deniz kenarındaki restoranlarda lezzetli taze balıkların ve özellikle mezelerin tadını çıkardım.

Son olarak ise tüm kaçamaklarımın olmazsa olmazı olan Bozcaada’nın Batı Yakası’ndan Polente deniz fenerinin yanından gün batımını hayranlıkla izledim. İstanbul’un koşuşturmacasına döndüğümde, birkaç gün içinde doğayla iç içe yaşamanın ve basit şeylerin kıymetini bilmenin mutluluğunu yeniden öğrendiğimi anladım.

Nu

Leave a Comment

Email (will not be published)

Güvenlik *