Küba’da Bir Kartpostalın İçinde Bulunursunuz

Tamamen farklı ve egzotik bir ortam arıyorsanız, Küba sizi hayal kırıklığına uğratmayacaktır. Ancak çok geç kalmayın. Ben orada 10 gün geçirdim ve ada halen o kartpostal çekiciliğini muhafaza ediyor. Kelimeler, baş döndüren ve büyüleyici Küba’yı anlatmakta kifayetsiz kalsa da geçmişi acılarla dolu bu büyük adayı mükemmel bir şekilde tasvir etmektedirler.

Aile yanında Konaklamak

Turizm acenteleri, Kübalı bir aile hayatını birebir yaşamak için genelde “casa particular” (özel konut) isimli evleri, yani yerlilerin evinde konaklamayı tavsiye etmektedirler. Aslında, bu konaklama şekli, otele göre ekonomik olan tek alternatiftir. Biz bunu denedik ve her ne kadar pişman olmasak da tam olarak umduğumuzu bulamadık. Bunlar, çoğunlukla, ailelerin oturmadıkları dairelerdir. İsterseniz evin sadece bir odasını da kiralayabilirsiniz. Ancak bu durumda aileyi çok az görürsünüz. Onları sadece, (komisyonunu almak kaydıyla) size tur gezisi veya normalden daha pahalıya mal olacak bir restoran tavsiyesinde bulunmak için eve uğradıklarında görebilirsiniz. Netice itibariyle, eğer konfor ve hijyen istiyorsanız, oteli tercih edin derim.

Konforlu Konaklama

Eski Havana’nın göbeğinde, Büyük Manzana Kempinski Oteli, geleneksel cazibeyle çağdaş konforu birleştirmektedir. UNESCO’nun Dünya Miras Listesine kayıtlı olan 20. Yüzyıl başlarından kalma tarihi bir binada yerleşik bu otel, adanın ilk lüks otelidir. Otelin Fransız müdürü Xavier Destribas, sevimli halkla ilişkiler sorumlusu Arelis Valiente ile birlikte bizi olağanüstü karşıladılar. Özellikle müstesna Havana manzarası sunan görkemli terası, infinity havuzu ve deniz mahsulleri konusunda uzman olan takdire şayan restoranı ile bu muhteşem oteli kesinlikle tavsiye edebilirim.

Gezimiz,

Havana’dan başladı. Şehir beklediğimiz gibi o deli cazibeye sahipti. Şöyle ki: eski üstü açık Amerikan arabaları, pastel renkli evleri, hareketli dar sokakları ve Salsa besteleriyle inleyen ve insanların “Che” nin motoruyla her an çıkıp geldiğini görmek için bekledikleri barlarıyla; şehir sanki 50’li yıllarda donup kalmış gibiydi. Ancak Havana’dan daha çok bizi baştan çıkaran, Trinidad’ın cazibesi oldu. Şehir, eski binalar, muhteşem tahta kapılar, ferforje pencereler ve seramiklerle doluydu. Aynı zamanda evlerin rengi hala çok dokunaklı durmaktaydı. Bir sonraki durak olan Cienfuego, çok da ilgi çekici bir yer değildi. Gerçek Küba’nın eko turizmi, tütün işletmeleri, eşsiz manzaraları ve Kübalı köylüleri ile asıl karşılaşmamız, iki gün geçirdiğimiz Viñales’ te oldu. Küba aynı zamanda beyaz kumlu plajların da cennetidir. Bu nedenle gezimizi Cayo Levisa adasında bitirdik. Dönmeden önce uzun yolculuğumuzun yorgunluğunu atmak amacıyla, burada tatlı bir tembellikyaşadık ve sadece yüzdük.

Pratik Bilgiler

Konforlu bir Seyahat: Elbette toplu taşıma araçlarını kullanabilirsiniz. Ancak unutmayın ki, araçlar tıka basa dolu ve sıcak bunaltıcı olduğu için manzaranın tadını çıkaramazsınız. Biz, acente aracılığıyla şoförlü bir araç kiraladık ve tüm gezi boyunca onu kullandık.

İnternet: Küba’da internete bağlanabilirsiniz. Bazı oteller internet bağlantısı sağlıyor. Belirli yerlerden bağlanmanızı sağlayacak, dakika kontörlü internet kartları satın almak mümkün.

Güvenlik: Başka yerlerde olduğundan daha fazla bir saldırganlık ya da üçkâğıtçılık yok. Polisin çok fazla görünür olması caydırıcı bir unsur. Günlük normal önlemler almanız yeterli olacaktır.

Jet Lag Tavsiyesi: Saat farkı ilk günlerde biraz zorlar ve bu birkaç gün devam edebilir. Ben, doğal bir şekilde üstesinden gelebilmek için, ihtiyaca göre günde bir iki defa nane sakızı almayı denedim. Bu sakızlar GDO’suz, glütensiz, şekersiz, tatlandırıcısız ve bitkiseldirler. https://neurogum.com

Nu

Leave a Comment

Email (will not be published)

Güvenlik *