Zarif Marylebone bölgesinin kalbinde, yenilenmiş tarihi bir binanın göz alıcı cephesinin arkasında, Londra’nın en güzel otellerinden birini keşfedebilirsiniz. Otel girişinde, önce silindir şapkalı nazik görevliler ve ardından palmiye ağaçlarıyla dolu muhteşem sekiz katlı bir avlu tarafından karşılanıyorsunuz. Baştan her şey belli: Burası lüksün ve konforun tek rakibi hizmetin mükemmelliği olan bir yer.
The Landmark London Hotel’in kapısından girmek, 1899’da inşa edilen efsanevi bir otelin masal dünyasına adım atmak demektir. Ayrıca duyularınızın konaklama boyunca nefis deneyimler yaşayacağı bir dünyanın içine dalmaktır. Nasıl tarif edebilirim? Burayı sadece en güzel kelimeler tanımlar; otelin ihtişamlı bir dekoru, sıra dışı bir atmosferi, mükemmel bir mutfağı ve keyifli bir konumu var.
Uyanmak ve kahvaltı yapmak için daha güzel bir yer düşünemezdim. Birbirine yeterli mesafede bulunan masalarıyla geniş bir restorana ev sahipliği yapan kış bahçesinin güzelliğine kapılmamak mümkün değil. Cam kubbesi altında, beklenmedik bir büyünün ayrıcalığını yaşayamaya hazır olun: Gökyüzü size yemek boyunca eşlik ediyor!
Cam kubbeden oluşan büyülü restoran, yemek yerken huzurlu hissetmenizi sağlamada ve şehrin karmaşasını unutturmadan çok başarılı bir performans gösteriyor. Kendinizi tipik bir İngiliz çay seremonisine katılmış gibi düşünmenize izin veren bu atmosferi deneyimlemek müthiş. Eski zamanların Lady’leri gibi çay saatinin keyfini çıkarmak ve kendimi başka bir çağda, Viktorya dönemine ait cam bir seranın altında hayal etmeye izin veriyorum. Restoran gece olduğunda göz kamaştırıcı ve romantik bir yere dönüşen unutulmaz bir mekân.
Otelin cazibesi sadece restoran ve kusursuz servisiyle sınırlı değil! Odaları, banyodaki İtalyan mermer, zarif mobilyalar, çerçevelerle süslenmiş duvarlar gibi lüks dokunuşlarıyla kendini gösteriyor. Odalar büyük ve küçük balkonların ve konumlarına bağlı olarak sayesinde içeriye ya da dışarıya karşı keyifli bir manzara sergiliyor.
Akşam için iyi bir ambiyans arayışındaysanız, rahat ve old school atmosferi ile sizi nostaljik bir havaya sokacak olan ikonik Mirror Bar’a gidin. Bu geceden sonra, dinlenmeye ihtiyacınız varsa unutulmaz büyülü bir gezi için spa’ya tek yönlü bir bilet alın, şehir turuna başlamadan önce yenilenmekten daha keyifli bir şey yok.
Bu Londra mücevherinde efsane bir mola vermek için nedenler sonsuz. Ben The Landmark London konaklamamı böyle hatırlayacağım: Tüm ihtişamıyla Epikürcülük.
Leave a Comment