En yaygın obsesif-kompulsif bozukluklar (OKB) arasında bulunan hastalıklardan bir tanesi, aynı zamanda fobik obsesyon sınıfına da giren ‘temizlik takıntısı’dır. Bu hastalığa yakalananlar hem özel hem de sosyal hayatlarında birçok olumsuz etki altındadırlar. Devamlı olarak mikroorganizma bulaşmasından ve mikrop enfeksiyonundan korkarak nasıl normal bir yaşam sürdürülebilir ki? Ya da halka açık alanlardan kaçınırsak ve kendi evimizde bile sürekli olarak ellerimizi yıkayıp tek bir toz tanesine dahi tahammül edemiyorsak hayattan nasıl keyif…
Diziseverlik! Haliyle bu neolojizm gülümsetiyor olabilir. Hatta Fransız sosyolog Clément Combes, biraz daha ileri giderek “bağımlı dizisever” tabirini kullanıyor. Peki, bağımlı dizisever derken kimlerden bahsediliyor? Cevabı basit: Sosyal hayatı etkilenecek derecede televizyon dizisi izlemede kontrolünü kaybeden kişilerden bahsediliyor. İtiraf etmek gerekirse birçok dizi öyle iyi hazırlanmış ki kolaylıkla bağımlısı olabilirsiniz. Zaten senaristler, başarının anahtarını buldular ve bu değerli madenin damarını sömürmekten de kaçınmıyorlar. Potansiyel kurbanı yemlemek için sunulan reçete ise…
Bu bağımlılık örneği de sizi gülümsetiyor olabilir. Hatta koşma tiryakileri, bu düzenli faaliyetlerinin bağımlısı olduğunu söyleyerek bu konuda kendileriyle ilk dalga geçen kişilerdir aslında. Ama her şakanın altında bir gerçeklik payı olduğu söylenmez mi? Ve buradaki paradoks da şu; koşunun, aslında fiziksel kondisyonumuzu geliştirmesi ve bize, bedensel ve zihinsel sağlık aşılaması gerekir. Yine burada sınırın bulunduğu yer, aşırı tekrarlanan uygulamadır. Söylediklerimizi desteklemek için bilimsel bir çalışmadan daha iyi bir şey…
Konuk yazar Donna Gregory, Donna Crystal Holistics’de yoga eğitmeni ve holistik terapist. Bir bağımlılığın ortaya çıkması son derece kolay olabildiği gibi onun üstesinden gelebilmek de bir o kadar zordur. Genellikle insanlar, yaşadıkları bağımlılık, hayatlarını tamamen etkisi altına almadan, bağımlı olduklarını anlamazlar. Bağımlılıkla mücadele etmek, stres seviyesinin yükselmesine sebep olur. İrade ise tek başına yeterli olmayabilir ve bazen kurtulma girişimleri, başka bir formdaki bağımlılığın, mevcut bağımlılığın yerine geçmesine sebep olabilir. Bu…
Pesimizm bağımlılığı sağlığımıza zarar verici olabilir mi? Negatif bakış açısı bizim, daha mutlu ve sağlıklı olmamızı engelliyor mu? Modern araştırmalar; kendimize, geleceğimize, işimize, ailemize ve dünyaya bakış açımızın, tüm bunları nasıl yaşayacağımız üzerinde çok büyük bir etkisi olduğunu belirtiyor. Peki, karamsar perspektif bizi nasıl etkiliyor ve bunu tamamen tersine döndürmek ve bakış açımızı iyimser ve pozitif olarak değiştirebilmek mümkün mü? Karamsarlığın, sağlığımız için çok zararlı olduğu ortada. Daha iyi bir…
“Citius, altius, fortius” (Daha hızlı, daha yüksek, daha güçlü)… 1984 yılında Uluslararası Olimpiyat Komitesi kurulduğunda, Fransız pedagog, tarihçi ve sporcu olan Pierre de Courbertin’in söylediği bu meşhur sözler, şu sıralar hiç olmadığı kadar gündemde. Ancak o sözler, asıl anlamlarından saptırılmış durumda. Profesyonel performans her ne kadar asil arayışımız olsa da, bu beklenti, çoğu zaman daha fazlasını istemeye ve aşırıya kaçmaya iter bizi. İşte bu aşırıya kaçışların ilk sıralarında da doping…
Sağlıklı olmayı kim istemez ki? Bu gayet meşru bir istek fakat içinde bulunduğumuz modern toplumun, sağlıklı yaşamayı ve formda kalmayı bir takıntı haline getirdiğini de görmezden gelemeyiz. Son zamanlarda; reklamlar, televizyon programları, gazeteler ve dergiler başta olmak üzere birçok medya organının aracılığıyla gerçekleşen bu algı yönetimi, bağımlılık sürecini de oldukça hızlandırdı. ”Hastalık hastası olmak” olarak bilinen “hipokondriyazis” hastalığına yakalanan insanların sayısı seneden seneye artıyor. Her gün yeni bir diyet şekli,…
Alışveriş merkezlerinde gezerken, hepimiz sahip olmak istediğimiz şeyler ile karşılaşırız. Bütün dünya, tüketim malları ile dolu bizimse bunları almak için sınırlı miktarlarda paramız var. İşte bu sınırlı harcama zorunluluğu, bazen istediklerimize sahip olma duygusunu “çalma güdüsü” haline getirebiliyor. Ancak, sadece çok azımız bu tür güdülere göre davranıyor. Kleptomanlar farklıdır. Kleptomani, psikiyatrik bir rahatsızlıktır, bu hastalar çalma dürtüsüne karşı koyamazlar ve genellikle güçlü bir çalma isteği hissederler. Bu rahatsızlık toplumun bütün…
Parayı, Georg Simmel’in The Philosophy of Money (Paranın Felsefesi) adlı kitabı ile son detayına kadar analiz edebiliriz ya da tamamen pratik bir bakış açısıyla, evrensel bir değiş-tokuş aracı olarak görüp, bizim, hem ümitlerimizi hem de endişelerimizi oluşturduğunu düşünebiliriz. Bu makalede, para ile patolojik bir ilişki yaşayan ve ilişkisi bağımlılık boyutuna ulaşan insanları ele alacağız. Cüzdanınız sizi dürttüğünde… Paraya karşı olan bağımlılığı masaya yatırdığımızda, iki karşıt profili ayırt etmemiz gerekir. Birincisi,…
Tinder ne mi? Şayet başka bir gezegende değilseniz ya da etrafınızda olup bitenden kopuk bir halde yaşamıyorsanız, hele bir de 20 ilâ 35 yaş arasında bir bireyseniz, son zamanlarda oldukça popüler olan bu çöpçatanlık uygulamasını kullanmamış, en azından duymamış olamazsınız. Bu uygulama sayesinde, Tinderella ve Tinder-Sürpriz gibi yeni kelimeler bile türedi. Görünen o ki, “Tinder-Addict” yani Tinderkolik tabirini eklemenin de zamanı geldi! Kolaylık, hızlılık ve kimliği gizleyebilme gibi özellikleri bünyesinde…