Çikolata – Tatlı bir Aşk Hikayesi Acılaştığında

Post By RelatedRelated Post

Belki de ilk sorumuz “çikolataya bağımlı olmak mümkün müdür?” olmalıdır.

choc-A

CHOCOHOLISM (çikolata bağımlılığı / düşkünlüğü)

Birçok araştırma çikolatanın bağımlılık yapıcı maddeler içerebileceğini gösterse de, hiçbiri bağımlılık yaptığını kanıtlamamıştır. Beslenme uzmanları bu görüşü reddederler ve bunun yerine dengesiz beslenme alışkanlıklarından bahsederler. Bu durumda, ismin pek önemi olmadığını düşünüyorum. Çikolata düşkünlüğü olsa da olmasa da birçoğumuzun yoğun bir şekilde çikolata tüketme arzusu konusundan muzdarip oluğumuzu biliyorum. Eski bir çikolata düşkünü ya da çikolata bağımlısı olarak neden bahsettiğimi iyi biliyorum! Masum görünen bu “bağımlılık” sanıldığı kadar nazik değildir, hatta bazı insanlar için hayatı feci şekilde zorlaştırabilir.

Bir varmış bir yokmuş, düz bir ülke’de…

Çikolata cenneti olan Belçika’da doğmuş biri olarak her gün oldukça ve sık aralıklarla çikolata yerdim. Ve bana kilo aldırmadığından, abartabiliyordum! O zamanlar, sağlıklı beslenme alışkanlıklarının önemi genellikle bilinmiyordu. Dolaplarımız her zaman tatlılar ve çikolatalarla doluydu. Bunların bittiği ender zamanlarda annem stoğu çabucak doldurmak zorundaydı. Benim için önemli bir şey olduğunu bilirdi. Yiyecek konusunda çok seçici olduğumdan, yemekten çok keyif aldığım bir şeyden beni yoksun bırakmak istemiyordu.

O günler artık sadece bu birkaç satırda yaşıyor. İrademin gücü, bir zamanlar kontrol edilemez olan, devamlı çikolata yeme isteğini yendi. O karşı konulması zor ihtiyacı ve insana tüm kontrolünü nasıl kaybettirdiğini iyi bilirim. Kendimize ve tüm istenmeyen sonuçlara rağmen çikolata yemeye devam edilebileceğini de biliyorum. Ama ona meydan okumaya karar vermiştim ve umduğumdan daha kolay kazandığım bir iddia oldu. Ara sıra çikolata yediğim oluyor, ama genellikle sağlıklı atıştırmalıkları tercih ediyorum. Kendime yasak koyduğumdan değil, sadece bedenimi sağlıklı olan ve ihtiyaç duygusu yaratmayan yiyeceklerden keyif alması konusunda eğittim.

DÜŞKÜNLER İÇİN TÜYOLAR

Bundan sonraki yazılarımın bir tanesinde benim ve yardım ettiğim insanların işine yaramış olan beslenme alışkanlıklarından bahsedeceğim. Şimdilik çikolataya karşı koymak için işte bazı yöntemler:

  • KABULLENIN

Bir sorununuz olduğunun farkına varın. Yalnız değilsiniz. Milyonlarca insan sizinle aynı durumda.

  • YARDIM İSTEYİN

Size destek verecek birisini bulun ve onunla konuşun. Bir de insanlara eve çikolata getirmemelerini söyleyin, ya da çikolataları görmeyeceğiniz bir yere koymalarını.

  • DUYGULARINIZI KONTROL EDİN

Duygularınızın ne yemek istediğinize karar vermesine izin vermeyin. Unutmayın ki çikolata size erkek/ kız arkadaşınızı geri getirmeyecek; size iş bulmayacak ya da problemlerinizi çözmeyecek.

  • SAĞLIKLI ATIŞTIRMALIKLAR

Bedeniniz inanılmaz derecede akıllı bir makinedir. Eğer sağlıklı beslenmeye başlarsanız bedeniniz bu yeni yiyecekler için bir tat geliştirecektir. Ve bir daha o nefis sulu elma sizin için sıkıcı bir atıştırmalık olmayacaktır.

  • EĞER YEMENİZ GEREKİYORSA 

Aç karnınıza yemekten kaçının yoksa sonra daha çok yeme ihtiyacı duyarsınız.

  • DÜŞÜNÜN

Kendinizi ‘şımartmaya’ müsaade edip etmeyeceğinize birkaç dakika düşünerek karar verin. Bu Victoria Beckham’ın metoduymuş! Canı ne zaman tatlı çekse, biraz düşünerek cevap veriyormuş ve bu da genelde onun tatlıların cazibesine kapılmasını önlüyormuş (tabi onun diyetinin kimseye örnek olmasını tavsiye etmiyorum. Bu birçoğumuz için gerçekçi olmaz.)

ÖDÜL mü CEZA mı?

Benim için her ikisi de değil. Çocukken, tatlının bize ödül olarak verilmesi, tatlıyı keyif ile ilişkilendirmemizi sağladı. Bugün ise çoğunlukla şunu duyuyoruz; “bir dakika ağzınızda, ömür boyu kalçalarınızda.”

Canınız çeken şeyleri arada yemek çok doğal. Kendinizi suçlu hissetmeyin ve kesinlikle kendinizi yoksun bırakmayın. Eğer fiziksel olarak direnç gösterirseniz bir gün bilinçaltınız hakimiyeti ele geçirir. Böylece, tekrar kontrolü kaybedersiniz ve yaptıklarınız boşa gider. Tıpkı bir günlük özgürlük verildiğinde ölçüyü kaçıran bir mahkum gibi. Tüm seçimlerinizi hem bedeniniz hem de aklınızla yapmalısınız. Bu bir çelişki gibi görünebilir, ama kararın arkasındaki sebebi tamamı ile anlamadan ve kabul etmeden sadece “hayır” demek bağımlılığa neden olur. Zihnen hazırlanmanın önemini de unutmayınız.

Nu

Leave a Comment

Email (will not be published)

Güvenlik *