Post By RelatedRelated Post
Procrastination! Erteleme hastalığı olarak bilinen basit bir davranış için son derecek karmaşık bir kelime. Türkçedeki karşılığı “ertelemek” anlamına gelir ve bu durumdan muzdarip olanlar, genelde bu yüzden sıklıkla eleştirilirler. Bu rahatsızlık hayatın tüm alanlarını zorlaştırıp, yaşam kalitemizi etkileyebilir.
Peki, işlerimizi sürekli olarak ertesi güne bırakmamızın altında yatan başlıca nedenlere nedir?
Vazifelerimizi, zamanında yapmamamızın özünde birçok gizli-saklı neden olduğunu söyleyebiliriz.
Korku: Başarısız olma ya da yargılanma korkusu şeklinde tezahür eder. Mükemmeliyetçi bakış açısı da eklendiğinde, harekete geçmek imkansız bir hal alır. Bu aynı zamanda; değişimin, yeniliğin ve hatta bilinmeyenin bizde yarattığı korku hissiyatına da bağlı olabilir. Kısacası, bize güven veren rutinimizi sarsacak birçok şeyden korkuyoruzdur.
Mükemmeliyetçilik: Mükemmeliyetçi insanlar genel olarak, bir şeylere başlamak için mükemmel anı beklerler. Mesela spora başlamak için diyet yapmayı, daha müsait olmayı ya da tatilin bitişini beklemek gibi. Bu nedenle de kolay yolu, yani hiçbir şey yapmamayı seçer mükemmeliyetçiler.
Zamansızlık: Daha doğru bir tabirle; ‘dikkatin dağılmasına izin vermek.’ Sosyal medyada gezinerek, elektronik postaları sık sık kontrol ederek ve saatlerce telefonda konuşarak, esas yapmamız gereken işlere yeterli miktarda zaman ayıramıyoruz. Tüm bu eğlenceler de görevlerimizi gerçekleştirmemizi erteliyor.
Aciliyet ya da amaç eksikliği: Her ikisi de bazı şeyleri ertesi güne bırakmamıza neden olur, ya da bir sonraki aya… Neden değerli enerjimizi gereksiz ya da amaçsız şeylere harcayalım ki, özellikle bunlar bekleyebilirken?
Erteleme hastalığını tetikleyen tüm bu etkenlere ilaveten, çocukluğumuzda yaşadığımız deneyimlere ya da aldığımız eğitime bağlı olarak farklı nedenler de bizi bu psikolojiye sürükleyebilir.
Peki, erteleme hastalığının önüne nasıl geçebiliriz?
Öncelikle, sorunun nedenine odaklanarak devrim niteliğinde kararlar almalı ve bu kararların arkasında durmalıyız.
- Örneğin, Wi-Fi’yi ya da akıllı telefonunuzu kapatabilirsiniz.
- Yapılacakların listesini çıkarmak ve tüm bunlar için gereken zamanı belirleyerek, söz konusu programın dışına kesinlikle çıkmadan, eylemleri tek tek gerçekleştirmek, bu hastalığı yenmek için kilit önem taşıyor. Bu noktada, yeteneklerinizi ve kaynaklarınızı bilmeniz ve kendinize, ulaşılabilir hedefler koymanız çok önemli. Ancak bu şekilde projelerinizi sürdürebilir ve böylece, kendinize olan güveninizi her defasında artırmış olursunuz. Dikkat etmeniz gereken şey ise, gerçekçi olmayan projeler çoğaltmaktan kaçınmanız. Gerçekçiliğin dışına çıkmanız, ertelemeyi devam ettirmenize neden olacak ve o ana kadar gösterdiğiniz tüm disiplin bir anda yok olacaktır.
- Kendinizi ödüllendirin! Motivasyon psikolojisine göre, gerekli çabalar ödül ile doğrudan bağlantılıdır. Sizi hedefinize götürecek görevleri yerine getirdikçe, ‘’ben bunu başardım ve ödülü hak ettim’’ deyin. Bunu bir sistem dahilinde gerçekleştirdiğiniz takdirde, her görevin sonunda, yeni göreviniz için ihtiyaç duyduğunuz motivasyon, kendiliğinden oluşacaktır.
Ve son olarak, altın kuralı unutmayın. Yalnızca bir kere erteleme hakkına sahipsiniz ve eğer ‘bunu yarın yaparım’ diye düşünüyorsanız, o zaman o işi yarın mutlaka yapın!
Leave a Comment