Beyin: Ultra donanımlı, mükemmel bir alet… Kullanın!

Post By RelatedRelated Post

Beyin gerçekten de inanılmaz bir alettir. Daha önce, beyin programlama konusunda da buna değinmiştik: “Gerçeğinizi değiştirmek için inançlarınızı değiştirin!”

Kuşkucular, bunun hayal satan, saçma cümlelerden biri olduğunu söyleyecektir. Ancak yanılıyorlar! Bilinçaltımızı değiştirerek, daha iyi hissetmemiz mümkündür.

brain-605603_1920

Zihninizi kontrol edin

Hızlı bir NLP veya nörolinguistik programlama testi yapalım. Gözlerinizi kapatın, geçmişten hoş bir anıyı düşünün ve renkleri canlandırın. Buna paralel olarak, duygularınızın yoğunlaşması gerekiyor. Şayet sonuç alamazsanız, siyah-beyaz görmeye çalışın, bu kez de duygularınız azalacaktır. Aynı deneyimi daha fazla ışık ekleyerek veya anınızı karartarak da gerçekleştirebilirsiniz. İşte Instagram filtrelerinin mantığı da bundan ibaret. Renklere veya ışığa göre aynı resmi, farklı algılamamızı sağlar. Beynimizin sadeliğinin ve aynı zamanda da gücünün kanıtı olan bu basit örnek bile sizi, karamsar düşüncelerden pozitif düşüncelere geçiş yapmanız doğrultusunda motive etmelidir. Eğer renkler ve aydınlık, bir anının duygularını değiştirebiliyorsa, olumsuz duyguların ne kadar zarar verici olduklarını düşünün.

Bilinçli yaratma sanatı

Genelde koşulların mağduru olduğumuzu, geçmiş deneyimlerin bizleri sonsuza kadar yaralayacaklarını düşünürüz… Eğer bilinçaltımıza gönderdiğimiz mesaj buysa, böyle olması gayet doğaldır. Çünkü bilinçaltı düşünmez, sadece olayları kaydeder ve ona verilen emirleri yerine getirir. Başınıza gelen her şeyden elbette sadece siz sorumlu değilsiniz ama bilinçli bir varlıksınız ve olaylara verdiğiniz tepkilerden emin olun siz sorumlusunuz!

Üç araçla, seçtiğiniz hayatı yaratın: Düşünce, söz ve eylem

Sorunlarınızın çözümü olmadığını düşünerek, savaşa 1-0 yenik başlarsınız. Şu soruyu kendinize sorun: “Bir acıyı canlı tutmak bana ne kazandıracak?” Yeni bir gerçek yaratmak için inançlarımızın yanı sıra karamsar ve sınırlayıcı algılarımızı yeniden eğitmemiz gerekir. Algılarımızı dönüştürmek için en başta, derin bir içe bakış şart. Örneğin, özeleştiri yaptığımızda acaba gerçek mi yoksa yanılsama mı diye düşünürüz.

Aynı yeteneğe sahip iki fotoğrafçı düşünün… Diyelim ki birincisi, yeteneğine son derece güveniyor ve yaptığı işin kıymetli olduğuna, dolayısıyla alacağı hizmet bedelinin de yüksek olması gerektiğine inanıyor. İkinci fotoğrafçı ise kendi yeteneklerine güveni daha az ve piyasanın durumuna yaklaşımı daha karamsar olan biri olsun. Birinci fotoğrafçı, sunduğu hizmetin bedelini, kendisine ve yeteneğine verdiği değere göre belirleyecektir. Bu durumda da birinci fotografçının hizmet bedeli, ikinci fotoğrafçının hizmet bedelinin çok üstünde olacaktır. Çünkü ikinci fotoğrafçı, içine düştüğü karamsarlık nedeniyle, kendisine ve yeteneğine fırsat vermemektedir. Bu durumda bilin bakalım hangisi daha prestijli olacaktır ve aynı hizmet için daha az emek vererek daha iyi kazanacaktır?

Algının gücüne halen daha inanmıyorsanız, size yabancı gelmeyecek, daha somut bir örnek verelim. Bir mağazanın vitrininde bir ürün gördüğünüzü hayal edin ve diyelim ki hoşunuza gitti ve fiyatı da 100 TL. Fakat yaklaşıp daha dikkatli bakınca, aslında fiyatın 1.000 TL olduğunu fark ediyorsunuz. Hemen, bilinçsiz bir şekilde, ürünü farklı göreceksiniz ve o ürün artık size daha güzel görünecektir. İnsanların bizi nasıl gördüğü konusu için de işte bu geçerlidir, kendimize biçtiğimiz “fiyat”, başkalarının bize olan bakış açısını/algısını aynı doğrultuda değiştirir.

Düşünce biçiminizi değiştirerek, en zor olan ilk adımı atmış olursunuz. Tabii davranışlarınız ve eylemleriniz de bu yeni düşünce tarzına uyumlu olmalıdır. Sakın ola bir mucize beklemeyin! Sadece formda olmaya karar verdiniz diye koltuğunuza oturup bütün gün pasta yiyerek, bir ay sonra podyuma çıkacak değilsiniz elbet… Değişimin gerçekleşebileceğine inanmak çok güzel bir adım. Ama önemli olan, bunu sözlerimize ve eylemlerimize yansıtmamızdır.

Sizlere önerimiz, mutluluğa, huzura, zenginliğe ve aşka olan bakış açınızı gözden geçirip, onları sorgulama cesaretini bulun. Eğer düşünceleriniz karamsarsa, olumlu duygularla yoğunlaştırın ve yepyeni temeller atın. Son teknoloji bir alete ihtiyacınız da yok, zaten en mükemmel alete, bir beyne sahipsiniz!

İnanç, mutluluğun hem anahtarı hem de yıkıcısıdır. İyi haberse, bunun seçimini sizin yapabilecek olmanızdır.

Nu

Leave a Comment

Email (will not be published)

Güvenlik *