Erickson hipnozundan esinlenilen Nöro Linguistik Programlama (NLP), sporcular tarafından hazırlanma aşamasında sonuç almak için düzenli olarak kullanılır. Ancak, herkes, kendine göre NLP tekniklerinden yararlanabilir. Birkaç yıldır moda olan NLP hipnozdan ortaya çıkmıştır. Kullandığı özdeş teknikler, bir nevi beyni “programlamayı” ve böylece zaman içinde kendine koyduğu sınırları “unutmasını” amaçlamaktadır. Bu sınırlar, düşünce süreçlerimiz tarafından otomatik olarak üretilir ve genellikle, “Yapamam, beceremem, bana göre değil,” gibi fikirler olarak karşımıza çıkar. Bu fikirler…
Denge, sağlık, mutluluk, kendi kendini iyileştirme… Tüm bunlar bilinçli nefes almanın olası faydalarıdır ve herkes bunlara kolayca erişebilir. Bilinçli nefes almanın önemi, insanlık tarihinin başlangıcından beri fark edilmiştir. Birçok bakımdan nefes alma fiziksel, zihinsel ve duygusal faydaların gerçek kaynağıdır. Bazen, şakayla karışık, “Bir nefes al!” denir ya. Popüler sağduyunun, kulaklarımıza devamlı olarak fısıldadığı, nefes almanın stres ve kaygıları yönetmemize yardımcı olduğu hatırlatmasıdır bu. Bilinçli nefes alma, mutluluk haplarından veya detoks…
Hayatınızın her günü karşılaştığınız kelimeler bilincinizi değiştirir. Bir konuşmayla heyecanlandığınız, bir şiirle etkilendiğiniz, bir hikâyeyle büyülendiğiniz ya da bir şarkının sözleriyle duygulandığınız, dille kodlanmış ve yazılarak ya da konuşularak sembollerle aktarılan insani fikirler sizi etkiler. Eğer dil özünde düşünce manifestosuysa, kelimeleri kullanma yöntemimizin zihnimiz üzerinde bir etkisi olabilir mi? Kişisel gelişime kendini adamış ve Procabulary’nin kurucularından biri olan Mark England’a göre bu sorunun cevabı, kesinlikle. Procabulary’nin ardındaki temel kavram, deneyimlerimiz…
Başka bir deyişle; ”şükrederseniz sabredersiniz!” Amerikalı bir psikolog, sabır ve insanların birbirleriyle ilgili ciddi kanılar edinmesine neden olan şükür kavramlarının arasındaki bağlantıya dair ilginç bir araştırma yaptı. O çalışmanın önemli noktalarını, şaşırtıcı sonuçlarıyla birlikte sizinle paylaşmak istiyorum. Northeastern Üniversitesi’nde araştırmacı olan David DeSteno, 105 gönüllüden bilgisayarda bir işlem yapmalarını istedi. Görev tam tamamlanmak üzereyken, bilgisayarlar kapanmaya programlı oldukları için deneklerin çalışmaları kaybolmuş görünüyordu. Bilgisayar arızası teknik destek gerektirecek kadar ciddiydi….
“Dünya, erken kalkanlara aittir.” Her ne kadar yeni bir söylem olmasa da bu söz, Hal Elrod tarafından “Sabah Mucizesi” adlı kitapta etraflıca geliştirilmiştir. Bu Amerikalı kişisel gelişim koçuna göre, hayatlarında köklü değişiklik yapmak ve hayallerini gerçekleştirmek isteyen herkesin yataktan erken kalkması gerekiyor! Hatta ve hatta çok erken kalkması gerekiyor. Yazar ısrarla 05.30’da kalkmamızı öneriyor. Bu strateji Birleşik Devletler’de çok moda. Yani, rutin kalkış saatimizden en az 1-2 saat önce kalkarak;…
Her ne kadar farkında olma kavramı tamamen yeni bir şey olmasa da, “Farkındalık” kelimesinin son yıllarda popülaritesinin iyice arttığını gözlemleyebiliyoruz. Yaşadığımız kaotik toplumda insanların rahatlama, kaçma ve kendi içlerinde daha derin anlamlar bulabilmeleri için farkındalık kavramına yönelmeleri aslında hiç şaşırtıcı değil. Farkındalık, bir zamanlar düzenli meditasyon yapan insanlar için bir çeşit “yoga argosu” olarak kabul edilirdi; ama özünde, farkındalık sadece “farkında olmak” anlamına geliyor. Bunu anlamak zor değil. Ancak, farkında…
Duygusal zekâ sayesinde başarmak Başarının başlıca faktörü olarak bilinen IQ ya da diğer adıyla “zekâ katsayısı”, artık duygusal zekâ katsayısı (EQ) ya da duygusal zekâ ile (EI) ile rakip olmaya başladı. Peki, duygusal zekâ başarı için IQ’dan daha etkili olabilir mi? En azından, “Duygusal Zekâ” kitabının yazarının görüşü bu yönde. Duygularımızı yönetme kabiliyetimizin, hayatımızdaki başarı ve mutlulukla eş anlamlı olduğuna inanıyor. Duygusal Zekâ, çok yönlü bir kavram Duygusal zekâ; empati,…
Aile ve çift terapisi konusunda çalışan uzman psikolog Anne-France Huret’in duygusal bağımlılıktan duygusal bağımsızlığa geçiş konusunda bazı tavsiyeleri var. Amaç; başlangıçta yoğun olarak “biz” diye hissedilen durumu, uzun vadede daha tatmin edici olan “şahsım/kendim/ben” üçlüsüne dönüştürmek. Bu sürecin oluşması birçok aşamaya bağlı olsa da, özsaygı bu aşamaların en önemlisidir. Çünkü çoğu zaman duygusal bağımlılık sadece özsaygı eksikliğinin bir yansımasıdır. Yani, bir başkasını bağımlı olmadan sevebilmek için önce kendimizi sevmeliyiz. Özsaygı;…
Bibliyoterapi diye bir şey daha önce duydunuz mu? Şaşırtıcı bir şekilde çok az insanın bildiği bu tedavi aracı, anksiyete ve depresyon üzerinde inanılmaz derecede etkili. Basit bir ifadeyle bibliyoterapi için ”sağlık için okumak” diyebiliriz. Egzersiz, beden sağlığımız için neyse okumak da zihin sağlığımız için aynı şeydir. Düzenli bir okuma alışkanlığı, sağlık ve sıhhati sürdürmenin keyifli yollarından biridir. İyi bir kitap sürükleyici, ilham verici ve tatmin edicidir. Buna ek olarak bütün…
Büyük bir aşk kötüye gitti ya da yürüme potansiyeli olan bir ilişki bitti… Oldu ya, partnerlerden biri ayrılık kararı aldı! Sebep ne olursa olsun, ayrılığın yasını tutmak hiç de kolay bir iş değildir. Sözünü bile etmek, depresif bir ruh haline sokuyor insanı değil mi? Dünyamız yıkılıverir ve asla atlatamayacağımızı düşündüğümüz sayısız psikoloji aklımıza gelir; depresyon, umutsuzluk, yalnızlaşmak hatta kaçış gibi. Çok çeşitli tepkiler söz konusudur ancak herkes, hayatının bir döneminde…